top of page
Hakkımda

Merhaba ! Ben Feray AydoÄŸdu. 15 Mart 1984 ve övünmek gibi olmasın Karşıyaka doÄŸumluyum.

9 Eylül Üniversitesi İşletme mezunuyum.Lise ve üniversite yıllarımda türkçe, matematik, muhasebe, finans gibi alanlarda birçok özel ders verdim.Yine bu yıllarda özel kurs ve dersanelerde öÄŸretmenlik yaptım.Anlatmayı ve paylaÅŸmayı seviyorum diyelim.

Mezun olduktan sonra aile mesleÄŸimiz haline gelmiÅŸ olan mali müÅŸavirliÄŸi seçtim.Bu seçimimde çocukluÄŸumdan bu yana yemek masalarında hep konuÅŸulan 'muhtasar ertelenecek mi , yeni vergi paketinden haberiniz var mı ...' gibi konular etkili olsa da, nihayetinde kesinlikle kiÅŸisel bir tercihti. 

İzmir'de birkaç yıl özel bir ÅŸirkette çalıştıktan sonra o dönem hayranı olduÄŸum İstanbul'a taşınmaya karar verdim ve çok uluslu ÅŸirketlerde görev aldım.Åžu anda finans yöneticisi pozisyonunda kurumsal bir ÅŸirkette çalışmaya devam ediyorum. 

Åžimdi biraz özelleÅŸtireyim.Çok gülerim.Fazla aÄŸlamam.Sanatın her alanı beni benden alır. DoÄŸayı severim.Bazen ''yeÅŸilli , mavili yerlere gidelim'' diye tutturduÄŸum doÄŸrudur.Hayvanlarla konuÅŸtuÄŸum da doÄŸru.Yolda olmaya, yeni bir yer görmeye, yeni bir ÅŸey öÄŸrenmeye karşı bildiÄŸiniz çocuÄŸum.Yeniliklere karşı oldukça heyecanlıyım. Çikolatayı, kırmızı ÅŸarabı, makarnayı ve peyniri severim.EtkilendiÄŸim kitapları, filmleri , aktörleri, yazarları sayacak olursam buradan fizana yol olur. Mümkün olduÄŸunca paylaÅŸacağım zaten.Zaman zaman tırnaklarım çıksa da doÄŸal halimde ÅŸeker gibi biriyim bence. 'Hayat bildiÄŸi gibi gelsin, iÅŸimiz bu yaÅŸamak' akışındayım.TelaÅŸlarımı, aceleciliÄŸimi ise 'ritme saygı duy' diye diye törpülemeye çalışımaktayım.Özetle kendimle 'daha iyi' olmak adına kapıştığım bir sürü ÅŸey de olsa canım kendim, iyiki sensin diye seviyorum Feray'ı.

Simone de Beauvoir beni çok düÅŸündüren bir ÅŸey yazmıştı.'Bedenim ağır, hareketsizim' diyordu.Aklının o an içinde gözün bile görmediÄŸi yerlerde olduÄŸunu söylüyordu.Onu okurken düÅŸündüm,hayal kurdum.Bu mümkündü.Gözümün takıldığı bir kelebek olduÄŸumu düÅŸünmek, elimin deÄŸdiÄŸi bir çiçek olduÄŸumu hayal etmek, dinlediÄŸim bir ÅŸarkıyı besteleyenin duygularına girmek...Empati kelimesi çok meÅŸhur ya iÅŸte o mümkündü, zevkliydi kendinin dışına çıkmak.Hep kendin olup ne yapacaktın, altı üstü dünyaydı.Zamanla bu duygu aynı anda hem kendin hem misal o kelebek olduÄŸunu düÅŸünmeye bıraktı.Güzeldi. YaÅŸamak çok güzel, mutlu etmek çok özel, sevmek-sevilmek çok anlamlıydı. Yani sevdim ben hayatı.İyi ve kötü yoktu , biz veriyorduk o sıfatları.OlduÄŸu gibi her ÅŸey yerli yerindeydi.Zamanla gittikçe daha fazla huzuru yaÅŸadım kendi içimde, birçok ÅŸeyle barıştım, barışamadıklarımı da kabul ettim.Razıyım diyorlar ya iÅŸte öyle...Sen kendi içinde bunu yakaladığında bir de seni tamamlayanlar yanındaysa daha ne ister insan.Sözün özü en çok kullandığım sözcükler ; '' teÅŸekkür ederim'' dir , iÅŸte bu yüzden.

Çocukken yatağımla birlikte bir yerlere uçtuÄŸumu hayal ederdim.​Hayallerimi gerçekleÅŸtirmenin en verimli yolunun farklı yollarla da olsa denemek olduÄŸunu anladım.Yazarken unuttum İstanbul trafiÄŸini, ÅŸantiyesini...Unuttum iÅŸ stresini. Susturdum kendiyle kavgası bitmeyen her kötücülü. Sıyrıldım. O zaman okuyan herkesle birlikte buyrun efendim sıyrılalım ... 

 

Join my mailing list

bottom of page