top of page

Chios (Sakız Adası)

  • Feray Aydoğdu
  • 11 Tem 2017
  • 2 dakikada okunur

Sakız Adası ile ilgili bir yazı hazırlamaya açıkçası niyetim yoktu ancak , sağolsun bizi takip edenler varmış , yorumlarımı merak edip sorarlarmış :) Bu beni gerçekten onore etti ve bu yazı soruları kendime göre cevaplamak için ortaya çıktı. Blog oluştururken 'kim okur' veya 'okunur mu 'diye aslında düşünmedim.'Ne yazarım '; planlamadım. Sadece yazmayı seviyorum ve 'yolculuk' kelimesinin kendisi üzerine sayfa sayfa yazabileceğim kadar tutkuluyum.Tabii en çok da şu var : bazı şehirlere karşı hissettiklerimi 'aşk' tan başka bir sözcükle ifade edemem.Belki de bu sebepler yüzünden yazdıkça okuyanların bir kısmının deyimiyle 'gezi yazıları' gibi bir içerik oluştu.Oysa ben az seyahat ettiğimizi düşünüyorum. 9-6 işlerimizin temposu içinde çok kenarı sıkıştığımızı...Bir yanımdaTezer Özlü'nün içinde ' gitmek' kelimesi geçen tüm sözleri ,bir yanım yaprak döker :) Çok bikbik ettim, keseyim ve geleyim Çeşme'ye yarım saat mesafedeki Yunanistan'ın beşinci büyük adası Sakız Adası'na... 2 gün 1 gece geçirdik Sakız'da.Bize yeterli geldi.Ama plaj partilerinden söz edenler, adalı arkadaşlar edinenler, sık sık gelip gidenler için durum farklı olabilir. Otelimiz Chios Chandris, merkeze yürüyüş mesafesinde.Dalga sesiyle uyanmanın keyfi muhteşem.Kahvaltı da gayet güzeldi, çeşit çeşit reçeller vardı.Reçel demişken Reçelci Rena Hanım çok ünlü.Yolunuz düşerse bana antep fıstığı reçeli getirseniz ne güzel olur.

Deniz için Karfas Plajı'nı tercih ettik. Deniz çok temiz , bence sığ ve de kumlu. Plaj giriş, duş, soyunma kabini,şezlong ücretsizdi.Ortam nezihti.Bizim için plajda yiyip içtiklerimiz ise apayrı bir konu.Aşağıda fotoğrafı olan bira çok güzel Bir de deli gibi frappe içtik. Porsiyonlar bana göre gördüğüm her yerde çok büyüktü, sipariş verirken aklınızda olsun.

Karfas dışında Agia Fotia, Mavra Volia , Komi, Nagos plajları var.Mavra Volia volkanik oluşumlu siyah taşlarla dolu ; burada tesis yok. Vaktiniz varsa Mesta , Pyrgi ve Anavatos köylerine mutlaka gitmenizi öneririm.Anavatos yolu üzerinde Nea Moni Manastırı'nı da bir görün. Sakız adası resimlerinde sık sık görebildiğiniz yel değirmenleri adanın Vrantados bölgesinde.Bizi küçük bir tur imkanı sağlayan fıstık gibi taksi şoförümüz götürdü.Adada güzel kadın taksi şoförleri var .

Akşam yemeğini sahilde To Tsikoudo isminde bir restoranda yedik.Vizeniz varsa Çeşme'den sadece akşam yemeği için adaya geçmenizi önerebilirim.Karides ve kalamar oldukça başarılıydı. Ahtapot ızgara için pişirme şeklini istediğiniz gibi tarif etseniz iyi olur ; çünkü bizim yediklerimizden farklı , biraz kıtırdı.Greek Salad nefis.Yöresel kızarmış peynir mastello mmmm. Kabak çiçeği dolması harika , annemin yaptığı tabii ki bir kenara. Mastika (sakız likörü) içmeden dönmeyin.Ve sakızlı dondurma yemeden.

Commentaires


You Might Also Like:
Hakkımda

Merhaba ! Ben Feray Aydoğdu. 15 Mart 1984 ve övünmek gibi olmasın Karşıyaka doğumluyum.

9 Eylül Üniversitesi İşletme mezunuyum.Lise ve üniversite yıllarımda türkçe, matematik, muhasebe, finans gibi alanlarda birçok özel ders verdim.Yine bu yıllarda özel kurs ve dersanelerde öğretmenlik yaptım.Anlatmayı ve paylaşmayı seviyorum diyelim.

Mezun olduktan sonra aile mesleğimiz haline gelmiş olan mali müşavirliği seçtim.Bu seçimimde çocukluğumdan bu yana yemek masalarında hep konuşulan 'muhtasar ertelenecek mi , yeni vergi paketinden haberiniz var mı ...' gibi konular etkili olsa da, nihayetinde kesinlikle kişisel bir tercihti. 

İzmir'de birkaç yıl özel bir şirkette çalıştıktan sonra o dönem hayranı olduğum İstanbul'a taşınmaya karar verdim ve çok uluslu şirketlerde görev aldım.Şu anda finans yöneticisi pozisyonunda kurumsal bir şirkette çalışmaya devam ediyorum. 

Şimdi biraz özelleştireyim.Çok gülerim.Fazla ağlamam.Sanatın her alanı beni benden alır. Doğayı severim.Bazen ''yeşilli , mavili yerlere gidelim'' diye tutturduğum doğrudur.Hayvanlarla konuştuğum da doğru.Yolda olmaya, yeni bir yer görmeye, yeni bir şey öğrenmeye karşı bildiğiniz çocuğum.Yeniliklere karşı oldukça heyecanlıyım. Çikolatayı, kırmızı şarabı, makarnayı ve peyniri severim.Etkilendiğim kitapları, filmleri , aktörleri, yazarları sayacak olursam buradan fizana yol olur. Mümkün olduğunca paylaşacağım zaten.Zaman zaman tırnaklarım çıksa da doğal halimde şeker gibi biriyim bence. 'Hayat bildiği gibi gelsin, işimiz bu yaşamak' akışındayım.Telaşlarımı, aceleciliğimi ise 'ritme saygı duy' diye diye törpülemeye çalışımaktayım.Özetle kendimle 'daha iyi' olmak adına kapıştığım bir sürü şey de olsa canım kendim, iyiki sensin diye seviyorum Feray'ı.

Simone de Beauvoir beni çok düşündüren bir şey yazmıştı.'Bedenim ağır, hareketsizim' diyordu.Aklının o an içinde gözün bile görmediği yerlerde olduğunu söylüyordu.Onu okurken düşündüm,hayal kurdum.Bu mümkündü.Gözümün takıldığı bir kelebek olduğumu düşünmek, elimin değdiği bir çiçek olduğumu hayal etmek, dinlediğim bir şarkıyı besteleyenin duygularına girmek...Empati kelimesi çok meşhur ya işte o mümkündü, zevkliydi kendinin dışına çıkmak.Hep kendin olup ne yapacaktın, altı üstü dünyaydı.Zamanla bu duygu aynı anda hem kendin hem misal o kelebek olduğunu düşünmeye bıraktı.Güzeldi. Yaşamak çok güzel, mutlu etmek çok özel, sevmek-sevilmek çok anlamlıydı. Yani sevdim ben hayatı.İyi ve kötü yoktu , biz veriyorduk o sıfatları.Olduğu gibi her şey yerli yerindeydi.Zamanla gittikçe daha fazla huzuru yaşadım kendi içimde, birçok şeyle barıştım, barışamadıklarımı da kabul ettim.Razıyım diyorlar ya işte öyle...Sen kendi içinde bunu yakaladığında bir de seni tamamlayanlar yanındaysa daha ne ister insan.Sözün özü en çok kullandığım sözcükler ; '' teşekkür ederim'' dir , işte bu yüzden.

Çocukken yatağımla birlikte bir yerlere uçtuğumu hayal ederdim.​Hayallerimi gerçekleştirmenin en verimli yolunun farklı yollarla da olsa denemek olduğunu anladım.Yazarken unuttum İstanbul trafiğini, şantiyesini...Unuttum iş stresini. Susturdum kendiyle kavgası bitmeyen her kötücülü. Sıyrıldım. O zaman okuyan herkesle birlikte buyrun efendim sıyrılalım ... 

 

Join my mailing list

bottom of page