top of page

Hola Barcelona !

  • Feray Aydoğdu
  • 16 Haz 2017
  • 2 dakikada okunur

Schengen vizesi ? Benim var , Fatih'in vize işi de 1 haftalık mesele.Biletler ? THY 'den alındı.'Hadi o zaman ara tatilde Barselona 'ya gidebiliriz.' dedik ve gittik... Barselona Havaalanı El Prat olarak da bilinir ve şehir merkezinden 10 km filan uzakta.Biz otelimize trenle gittik, dönüşte ise taksi kullandık.Burada hemen belirteyim taksiden , hediyelik eşya dükkanlarına kadar her yerde pazarlık şansınızı bir deneyin .Genellikle işe yarıyor . Bir grup Türkiye'den bekarlığa veda gezisi düzenlemiş, trende canlı müzik - dans oh cümbüş ! hiç sevmeyiz(!) Tek kelimeyle Barselona = Gaudi diyebilirim.Bu ünlü Katalan mimar , şehirde kendi rüyasını canlandırmış gibi.Her yerde sen, her şeyde sen Gaudi ! Benim en sevdiğim eseri Casa Battlo.Aşağıdaki fotoğrafım oradan.Casa Mila'yı da sevdim. Hatta her gittiğim yerden küçük biblolar toplamaya bayıldığımdan eve Casa Mila'nın bir minyatürünü aldım ; Fatih'in oradaki fotoğrafı ile birleştirdim.

Biz konaklama tercihimizi www.booking.com dan İbis Styles Barcelona City Bogatell 'den yana kullanmıştık. Çok da memnun kaldık.Hem sahile 5 dakika yürüyüş mesafesindeydi hem de kahvaltıları şahaneydi.Masa tenisi oynadık, çatı katında Barcelonata sahil manzarasına nazır havuza girdik.Fiyat-performans dengesi açısından da kesinlikle tavsiye ederim. Barselona 'dan 3 günde 4 kg alıp döndüm. Bir arkadaşımın önerisiyle gittiğimiz ,bizim otelimize de çok yakın sayılabilecek Monchos Restoran seni unutmam mümkün mü ! Buraya gidin , 2 kişilik bir paella söyleyin ve ev yapımı şarap için.Mutlu olun.Biz müdavimi olduğumuz için birkaç şey daha denedik ve hepsi de harikaydı.Sonunda çalışanları ile de arkadaş olduk. Hep birlikte Barcelona-Real Madrid maçını izleyip Barca diye diye çıldırdık .

Şehir içinde ulaşım için hop on hop off otobüsleri kullandık.Hem her dilde tercümesi olan rehberi var hem de en görülesi yerlerde durakları..Park Güell, Sagrada Familia, Tibidabo ve Nou Camp Stadyum bölgelerine bu otobüsler ile ulaştık.Bu arada otobüsten atlanması gereken duraklardan biri de : Poble Espanyol.Burası Montjuic Tepesi'nde ünlü bir İspanyol Köyü.İspanya'nın farklı bölgelerine ait ev örneklerini burada görebilirsiniz.Hediyelik eşya dükkanları, Barselona'nın genelinden farklı bir atmosfer, cam ocağı atölyesi, çağdaş sanatlar müzesi, gastronomik mutfak, flamenko gösterisi, festival..Hemen şuraya fotoğraflarımızdan birkaç tane bırakayım

La Rambla caddesinin cafelerinde çeşit çeşit tapaslarla sangria içip , eski şehrin kalbi Gotik Mahallesi'nin (Barri Gotic) ara sokaklarında gezinerek cadde sonunda Port Vell ve Kolomb Anıtı'na çıktık.Kolomb Katalan mıydı, İspanyol muydu diye düşündük.Maremagnum 'dan alışveriş yaptık ve Aquarium 'da bol bol penguenlere güldük.Çünkü Barselona çok güzeldi, çünkü yol arkadaşım çok tatlı biri.

Commentaires


You Might Also Like:
Hakkımda

Merhaba ! Ben Feray Aydoğdu. 15 Mart 1984 ve övünmek gibi olmasın Karşıyaka doğumluyum.

9 Eylül Üniversitesi İşletme mezunuyum.Lise ve üniversite yıllarımda türkçe, matematik, muhasebe, finans gibi alanlarda birçok özel ders verdim.Yine bu yıllarda özel kurs ve dersanelerde öğretmenlik yaptım.Anlatmayı ve paylaşmayı seviyorum diyelim.

Mezun olduktan sonra aile mesleğimiz haline gelmiş olan mali müşavirliği seçtim.Bu seçimimde çocukluğumdan bu yana yemek masalarında hep konuşulan 'muhtasar ertelenecek mi , yeni vergi paketinden haberiniz var mı ...' gibi konular etkili olsa da, nihayetinde kesinlikle kişisel bir tercihti. 

İzmir'de birkaç yıl özel bir şirkette çalıştıktan sonra o dönem hayranı olduğum İstanbul'a taşınmaya karar verdim ve çok uluslu şirketlerde görev aldım.Şu anda finans yöneticisi pozisyonunda kurumsal bir şirkette çalışmaya devam ediyorum. 

Şimdi biraz özelleştireyim.Çok gülerim.Fazla ağlamam.Sanatın her alanı beni benden alır. Doğayı severim.Bazen ''yeşilli , mavili yerlere gidelim'' diye tutturduğum doğrudur.Hayvanlarla konuştuğum da doğru.Yolda olmaya, yeni bir yer görmeye, yeni bir şey öğrenmeye karşı bildiğiniz çocuğum.Yeniliklere karşı oldukça heyecanlıyım. Çikolatayı, kırmızı şarabı, makarnayı ve peyniri severim.Etkilendiğim kitapları, filmleri , aktörleri, yazarları sayacak olursam buradan fizana yol olur. Mümkün olduğunca paylaşacağım zaten.Zaman zaman tırnaklarım çıksa da doğal halimde şeker gibi biriyim bence. 'Hayat bildiği gibi gelsin, işimiz bu yaşamak' akışındayım.Telaşlarımı, aceleciliğimi ise 'ritme saygı duy' diye diye törpülemeye çalışımaktayım.Özetle kendimle 'daha iyi' olmak adına kapıştığım bir sürü şey de olsa canım kendim, iyiki sensin diye seviyorum Feray'ı.

Simone de Beauvoir beni çok düşündüren bir şey yazmıştı.'Bedenim ağır, hareketsizim' diyordu.Aklının o an içinde gözün bile görmediği yerlerde olduğunu söylüyordu.Onu okurken düşündüm,hayal kurdum.Bu mümkündü.Gözümün takıldığı bir kelebek olduğumu düşünmek, elimin değdiği bir çiçek olduğumu hayal etmek, dinlediğim bir şarkıyı besteleyenin duygularına girmek...Empati kelimesi çok meşhur ya işte o mümkündü, zevkliydi kendinin dışına çıkmak.Hep kendin olup ne yapacaktın, altı üstü dünyaydı.Zamanla bu duygu aynı anda hem kendin hem misal o kelebek olduğunu düşünmeye bıraktı.Güzeldi. Yaşamak çok güzel, mutlu etmek çok özel, sevmek-sevilmek çok anlamlıydı. Yani sevdim ben hayatı.İyi ve kötü yoktu , biz veriyorduk o sıfatları.Olduğu gibi her şey yerli yerindeydi.Zamanla gittikçe daha fazla huzuru yaşadım kendi içimde, birçok şeyle barıştım, barışamadıklarımı da kabul ettim.Razıyım diyorlar ya işte öyle...Sen kendi içinde bunu yakaladığında bir de seni tamamlayanlar yanındaysa daha ne ister insan.Sözün özü en çok kullandığım sözcükler ; '' teşekkür ederim'' dir , işte bu yüzden.

Çocukken yatağımla birlikte bir yerlere uçtuğumu hayal ederdim.​Hayallerimi gerçekleştirmenin en verimli yolunun farklı yollarla da olsa denemek olduğunu anladım.Yazarken unuttum İstanbul trafiğini, şantiyesini...Unuttum iş stresini. Susturdum kendiyle kavgası bitmeyen her kötücülü. Sıyrıldım. O zaman okuyan herkesle birlikte buyrun efendim sıyrılalım ... 

 

Join my mailing list

bottom of page